18 Ekim 2013 Cuma


Hızlı Olmayan Irkın En Hızlısı


Dünyada pek ilgi görmeyen, daha çok Fransa, Katar çok nadir de olsa İngiltere ve ABD'nin bazı ülkelerinde yaygın olan Arap atçılığı  ülkemizde de uzun yıllardır sürüyor. Verilen ikramiyeler, koşan atlar, enternasyonel koşular için yurtdışından gelen atların elde ettiği istikrarlı başarı vs. hep tartışmalar yaratmıştır. Bu yazıda bunlara değinmeyeceğim. İşin siyasi kısmı başka zamana kalsın.. Ben bu yazıda -Arap atlarına ve atçılığına soğuk biri olarak- bu ırkın en hızlısına yer vereceğim: TURBO.

2002'de at yarışlarıyla tanışan ve Tamerinoğlu, Özgünhan, Odin, Altaha gibi şampiyonların son dönemlerine yetişen biriyim. O dönemde henüz çocuk olduğum için Arap ve İngiliz atları arasındaki bildiğim tek fark aynı koşuda koşamayacaklarıydı. Benim için Grand Ekinoks-Dinyeper kapışması neyse, Tamerinoğlu-Özgünhan kapışması da oydu o zamanlar. Belki Yavuzhan'a, Haberbatur'a, Caş'a, Yelhan'a hatta Odinhan'a yetişemedim ama gördüğüm Arap atları ve birbiriyle girdikleri mücadeleler de hiç küçümsenmeyecek cinstendi.

Gel zaman git zaman yıl 2008 oldu. Artık ne Tamerinoğlu-Özgünhan kapışması vardı, ne de diğerleri. Ben de artık Arap ve İngiliz atları arasındaki farkı öğrenmiştim. Gün geçtikçe Arap atlarına olan sempatim azalıyordu. Ortada şampiyon yok değildi. Tarihin en çok ikramiye kazanan atı Kafkaslı'nın fırtına estirdiği dönemden bahsediyoruz. Ama bir türlü şampiyona kanım ısınamamıştı. Zaman zaman 3-4 gün arayla koşması, hiç olmadık atlara geçilmesi vs. benim ona hayranlık duymamı engelleyecek sebeplerden birkaçıydı.

Dediğim gibi yıl 2008 olmuştu, kış sezonunu Adana'da kazanarak geçiren dönemin şampiyonları Kafkaslı ve İzbatur 19 Nisan 2008 tarihinde 400.000 TL ikramiyeli TBMM Kupası Koşusu için piste çıkacaklardı. 6 ay önce aynı pist ve mesafedeki Cumhuriyet Koşusu'nda İzbatur, Kafkaslı'yı 7 boy farkla geride bıraktığından dolayı bu kez İzbatur favori, Kafkaslı ise ikinci at veriliyordu bültenlerde. O sabah bülteni alıp bir yedili plase yaptıktan sonra okulun bahçesine top oynamaya gittim. 9 koşuluk programda yedili plase 3. koşuyla birlikte, yani saat 15.30'da başlayacaktı. 1'de çıkıp 15.30'da gelecektim. Nereden bilebilirdim ki şampiyonun ilk koşusunu canlı izleme fırsatını kaçıracağımı?

Eve geldim, saat 15.20. Babamın ilk söylediği şu oldu "Paskal az önce boş koşuda 5 misli üçlü bahis buldum. Turbo diye ilk defa koşan bir tay kafada, ikinci ve üçüncü olan ekürileri de yazmıştım. Ama Turbo çok uzak yaptı görmeliydin. Neyse bahis 25-30 lira verir herhalde." Bu lafı duyunca hemen açtım bilgisayarı, koşu özeti henüz düşmemişti. O kadar meraklanmıştım ki sayfayı refresh etmekten yoruldum resmen. Ben koşunun videosunu, babam da bahisin verdiği miktarı merak ediyordu. Neyse, video geldi, izledim ve çok etkilendim. Şampiyon TURBO, ilk yarışını Ankara'da 800 metre pist rekoru kırarak uzak farkla kazanmıştı. Ama hâla ileride neler yapabileceğine dair bir fikir sahibi değildim bir çok yarışsever gibi. (Not: O gün TBMM Koşusu'nda da Kafkaslı, favori İzbatur'u geçmişti)

TURBO, Mayıs ayı sonunda yine Ankara'da bu kez 1100 metrede piste çıktı ve 10 boy farkla kazandı. Artık şampiyonluğunu kanıtlaması için er meydanına, yani Veliefendi'ye gelmesi gerekiyordu. Sahipleri de böyle düşünmüş olacak ki TURBO, Haziran ayı başında sihirbaz jokeyi ve Veliefendi ile ilk kez buluştuğu 1200 metre çim pist yarışını 1.17 içerisinde hem pist rekoru kırarak hem de yine uzak fark yaparak kazandı. Akabinde 11 gün sonra aynı pist ve mesafedeki KV koşuyu da rakiplerine aynı tarifeyi uygulayarak fotoyu önde geçti. Temmuz'da G2 Kazım Karabekir Koşusu'nu, Ağustos'da da Ankara'da G3 Selahattin Batu Koşusu'nu uzak farklarla kazanan TURBO, 24 Ağustos günü ise ilk G1 birinciliğini almak için Çanakkale Zaferi Koşusu'nda piste çıktı. İlk kez 1600 metreye çıkan şampiyona yine ilk kez bir rakibi uzak farkın altına indirmişti. Ama TURBO, Yazbahar'ın 1 boy önünde ilk G1 galibiyetine uzanmayı başarmıştı.

Eylül başında Enternasyonel yarışların olduğu gün İzmir'e giden ve G3 Satvet Koşusu'nu Yalçın Akağaç ile kazanan TURBO, ardından 3 yaşlı Arap tayları için yılın en önemli yarışı olan G1 Hatay Koşusu'nu Halis Karataş idaresinde ilk kez çıktığı ağır çim piste rağmen (4.5) bir kez daha uzak farkla kazanmayı başardı. Artık o, yılın tescilli şampiyon 3 yaşlı Arap tayıydı..

Şampiyon ve ilgilileri bununla da yetinmedi. 22 Ekim günü ilk kez kum piste çıkan ve G2 Akbatur Koşusu'nu yine uzak kazanan şampiyon, ardından anlam veremediğim şekilde İzmir'e gitti ve 1400 metre kum pistteki koşuyu atçılık deyimiyle köy kasaba kurarak 1.36 içerisinde kazandı ve İstanbul'a döndü. 16 Kasım günü 1400 metre çim pistteki G2 Aziziye Koşusu'nu 1.30 içerisinde yine uzak farkla kazanan şampiyon, o yıl son kez 21 Aralık günü İzmir'de katıldığı 1400 metre kum pistteki G3 koşuyu 1.35 içerisinde koşarak kazanmayı başardı. Farkı söylemiyorum bile, yine uzaktı..




2008 yılının Nisan ayında piste ilk adımını atan TURBO, yıl sonunda katıldığı 2'si G1, 4'ü G2, 3'ü G3 toplam 13 koşunun 12'sini uzak, 1'ini ise 1 boy farkla kazanmayı başarmıştı. Ayrıca bu 13 koşunun 1'i ağır olmak üzere 10'u çim, 3'ü ise kum pistti. Yani sizin anlayacağınız şampiyon, asfaltta koşsa yine gelecek gibiydi..

2009 yılına girdiğimiz günlerde TURBO'nun kış sezonunu İzmir'de geçireceği belliydi. 11 Ocak'ta 1400 metre kum pistteki bir KV-8 yarışı kazanan şampiyon, tam 2 hafta sonra 25 Ocak günü bu kez bir başka KV-8 koşu olan 1600 metre kum pistteki Turhan Ogan Koşusu için piste çıkacaktı. 6 atın deklare olduğu koşu öncesi bizim için bayide hiç unutulmayacak bir diyalog yaşandı. O yıllar gittiğimiz (şu anda kapalı olan) 790 No'lu Ganyan Bayii'nde çok sevdiğim Erdal abi ve bizden yaşça epey büyük olan Yıldırım abi muhtemellere bakıyordu. O esnada geçen efsanevi diyalogu aynen aktarıyorum:

-Erdal baksana ganyanlara TURBO hariç en düşük ganyan 50 küsur lira. 1'er tane ganyan alsak diğer 5 ata, 5 liraya en düşük 50 lira kazanırız.
-Boşversene abi Halis atın üstünde çay kahve içer. 5 lirayı çöpe atacağına ver Numan'a da bakkaldan bir paket sigara alsın bu soğukta hem içimiz ısınır.

Evet Halis abi atın üzerinde Erdal abi'nin dediği gibi çay kahve içercesine kazanmıştı Turbo ile koşuyu. Sonrasında Halis Karataş, 7 Şubat günü Adana'da koşulan koşuda Bekmezbey ile Selim Kaya'nın bindiği Big Laser'a faul yaptığı gerekçesiyle ceza almıştı. O nedenle TURBO, 15 Şubat günü G3 Nejat Evliyazade Koşusu için piste geçtiğimiz yıl Satvet Koşusu'nda kendisine eşlik eden Yalçın Akağaç ile çıktı. Sonlarda jokeyinin boşlamasıyla birlikte SONALP, TURBO'ya o kadar çok yaklaşmıştı ki resmi sonuç açıklandığında aradaki fark yalnızca "Boyun" idi. Ama galip yine değişmemişti.. Şampiyon 8 Mart günü tekrar buluştuğu sihirbaz jokeyiyle G3 Lozan Koşusu'nu 1600 kumda 1.49 yaparak kazanıp, İzmir'e bir daha geri dönmemek üzere veda ediyordu..

Yarış hayatının başından o güne kadar 1 aydan fazla ara vermeden yarış hayatına devam eden TURBO, ilk kez 1.5 aylık kısa bir verdikten sonra İlkbahar-Yaz sezonunun başlamasıyla birlikte İstanbul'a 4 yaşlı olarak ilk kez 26 Nisan 2009 tarihinde G2 Mohaç Koşusu için geldi. Şampiyon, 1600 çimi 1.43.61 yaparak pist rekoru kırdı ve o güne kadar 7'de 6 ile gelen GELİBOLU'nun da 1.5 boy farkla önünde koşuyu kazandı. GELİBOLU o gün mükemmel bir koşu sergileyerek "acaba" sorusunu akıllara getirse de ardından 11 ay pistlerde boy gösteremedi.

2 Mayıs 2009 günü ise 75. Yıl Ankara Hipodromu şampiyonların buluşmasına sahne oldu.. Bir tarafta 18'de 18 yapmış TURBO, diğer tarafta 7 yaşına gelmiş olmasına rağmen daha sonra tarihin en çok para kazanmış Arap atı ünvanına sahip olacak olan KAFKASLI.. 1600 metre çim pistte koşulan TBMM Koşusu'nu TURBO, rakibi KAFKASLI'dan tam 1.5 saniye önce potoyu geçti ve sadece yaşıtları arasında değil, ülkenin en formda Arap atı olduğunu da ispatlamış oldu.

TURBO artık 19'da 19 yapmış ve tüm dedikoduları da arkasına almış bir şekilde koşmaya devam ediyordu. 23 Mayıs günü yine Ankara'da bu kez 1900 metre kum pistteki "Süt Kupası" için piste çıkan 2.13.84 ile bir kez daha pist rekoru kıran şampiyon, akabinde Bursa'ya gitti ve yalnızca 5 günlük bir aranın ardından KAFKASLI'yla çıktığı 2. raund olan G3 Orhangazi Koşusu'nu yine uzak farkla kazanmayı başardı.

Tarih 13 Haziran 2009.. Daha önce en uzun çim pist yarışı 1600 metrede olan TURBO, 2400 metre çim pistte G1 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Koşusu için piste çıkacaktı. Yine 790 No'lu Ganyan Bayii'nde yerimizi almış ve son ayağın koşmasını bekliyorduk. Herkes gibi benim de "acaba"larım vardı. İlk kez bu mesafeye çıkacak olan 4 yaşlı bir at, bu mesafelere alışık isimlere karşı koyabilecek miydi? Kafkaslı'yı 2 raundda alt eden şampiyon, acaba üçüncüsünde mağlubiyeti tadacak mıydı?

Yarış başladı.. Turbo her zamanki gibi öne fırladı.. Koşu sonrası spakülasyonlara da sebep olacak bir şekilde Dayala, Turbo'nun peşine takıldı. Koşu sonrası Halis Karataş'ın dediği gibi Turbo hızını alınca onu durdurmadı ve liderliği Dayala'ya vermedi. Rakiplerinden 50 metre ayrılan bu ikili, 800'e kadar yakın gitti. Ardından Dayala beklendiği gibi dama dedi ama Turbo pes etmedi, etmezdi.. Virajı 4 at boyu önde dönen Turbo, temposu düşmesine rağmen 100'e kadar direndi, son 50 metreyi de 1 boy önde geçti,, Artık bitecekti, bitmeliydi.. 22'de 22 olmalıydı.. Olacaktı.. Ama olmadı.. Kafkaslı, santim santim binen jokeyi ile tam fotoda Turbo'yu geçerek ilk mağlubiyetini tattırdı şampiyona.. Koşu sonrası tam 30 dakika sandalyeden kalkamadım ve hayatımda ilk kez bir at yarışı için göz yaşlarıma hakim olamadım. Defalarca kupon kaybetmiştim, 6'lıda 5'te kalmıştım, tuttuğum at gelmemişti vs. ama hiç ağlamamıştım. Ama Turbo geçilmemeliydi, geçilemezdi. O, Turbo'ydu.. Geçilmezdi.. Ama geçildi..






Turbo, ilk mağlubiyetinin ardından 15 gün sonra İstanbul'da G2 Ali Rıza Bey Koşusu için piste çıktı. Artık hem Turbo'nun, hem jokeyinin hem de ilgililerinin üzerindeki baskı ve stres azalmıştı çünkü artık şampiyon şampiyondu ama namağlup değildi.. Alışılagelmiş şekilde her koşuda rakiplerinden neredeyse 3 boy önde koşuya başlayan TURBO, o gün ilk kez startta oyalandı ve öne gelmekte gecikti.. Ama nafile, 1400'de şampiyonu geçemediler.. Ardından 2100 metre çim pistte ve çok ağır pistte G1 İstiklal Savaşı Koşusu'nu uzak farkla kazanan TURBO, aslında mesafeyi de koşabileceğini gösterdi. Öyle de oldu.. Şampiyon, 2 Ağustos günü jokey Gökhan Kocakaya ile 1900 metre çim pistte G2 Kosova Koşusu'nu, 16 Ağustos günü de 2400 metre çim pistte Halis Karataş ile G1 Niğbolu Koşusu'nu kazandı.




3 Eylül 2009 tarihinde ise şampiyon TURBO, Arap atlarının en hızlısı olduğunu belki de tüm dünyaya kanıtladı. 2 günlük Enternasyonel Yarış Festivali'nde 5'te 0 ile son koşuya geldiğimizde tek umudumuz TURBO idi.. Yurtdışından bu koşu için GENERAL, NO RISK AL MAURY ve DARIYA gibi isimler gelmişti. Koşu başladı ve TURBO her zamankinden daha hızlı bir şekilde koşuya başladı. Şampiyon, tüm rakiplerinin önünde, hipodromdaki yarışseverlerin alkış tufanı, ekranları başında koşuyu izleyenlerin çığlıkları arasında beyaz bayrak ayna yaparak en yakın rakibinin 2 boy farkla önünde zafere uzandı.. (Dipnot: General bir sonraki yıl Turbo'suz Malazgirt Koşusu'nu, No Risk Al Maury ise 2 yıl sonra Turbo ve General'siz Malazgirt Koşusu'nu kazanmayı başardı. Dipnot 2: General 2009 ve 2010 yıllarında dünyanın en önemli Arap atı yarışı olan Arabian World Cup'ı kazandı.)






31 Ekim 2009.. 27'de 26 ile Ankara'ya giden TURBO, G1 Cumhuriyet Koşusu için piste çıkacaktı. 2 yıl boyunca onca harpten çıkan, en son General ve No Risk Al Maury gibi isimleri geride bırakan şampiyon, bu galibiyetini Arap atları için ülkedeki en yüksek ikramiyeli yarışı olan Cumhuriyet Koşusu'nu kazanarak taçlandırmak istiyordu. O gün de üniversiteye girebilmek için YGS-LYS sınavlarına çalıştığım ve okul-dershane arası mekik dokuduğum günlerden biriydi. 10 dakikalık tenefüsün ardından Bakırköy-Dilko'daki sınıfıma girdim ve 15.30'da Cem hoca'nın kelime dersi başlamak üzereydi. Ben de kulaklıktan radyoyu açmış ve koşunun başlamasını bekliyordum. Koşu başlar başlamaz hoca sınıfa girdi. Bir yandan en arka sırada yarışı dinlemeye çalışıyor, diğer yandan hocanın selamlaşma faslının 1-1.5 dakika daha fazla sürmesi için dua ediyordum. Neyse, viraj dönüldü. Turbo her zamanki gibi öndeydi.. Taa ki son 200'e kadar.. 1.5 ay ara vermişti, harplerden çıkmıştı ama ben yine de Turbo'nun geçilmezsini beklemiyordum, istemiyordum.. Ama yine geçildi.. 200'de tarihin bana göre en iyi spikeri Yüksek Saymaz abimiz ''TURBO YAKALANDI'' dediğinde radyoyu kapatıp kulaklığı çantaya koydum. Çok üzülmüş ve sinirlenmiştim.. O güne kadar yalnızca 1 kez fotoda kaybeden Turbo bu kez sevdiği mesafede geçilmişti.. Eve gelene kadar ikinci olduğunu düşündüğüm TURBO, meğer o koşuda altıncı olabilmişti.. Daha da üzüldüm..



Cumhuriyet Koşusu'ndaki altıncılığın ardından Turbo'nun tendon olduğu dedikodusu yayıldı, öyle ya da böyle 18 ayda 27 kez piste çıkan ve 25'ini kazanıp sayısız rekora imza atan şampiyon 6 ay vermek zorunda kaldı. 

18 Nisan 2010 tarihinde TURBO, 6 aylık aranın ardından ilk kez piste çıkacaktı. Turbo'ya kırgındım çünkü bütün kış bizi yalnız bıraktı.. Ama o, aranın ardından katıldığı 1400 metre çim pistteki 23 Nisan Koşusu'nu tıpkı eski günlerde olduğu gibi uzak farkla ve 1.30'luk derece yaparak kazanırken kendini hem bana hem de diğer hayranlarına affettirdi. Artık Turbo geri dönmüştü, şüphelerle gittiğim hipodromdan mutlulukla, sevinçle ayrıldım. Çünkü şampiyon dönmüştü, hani "legend come back" derler ya o misaldi işte..



Aradan 12 gün geçti, 1 Mayıs günü TBMM Koşusu için şampiyon Ankara'ya gitti. Jokeyinin  tüm çabalarına rağmen TURBO, daha sonra safkan olmadığı için pedigrisi iptal edilen Alper Kaan'a engel olamadı ve 1.43.84 gibi akılalmaz bir derecenin çıktığı koşuda ikinci oldu. İkinciliğe üzülmenin şokunu atlatamadan haberlerin en kötüsü geldi ve Turbo tekrar sahalardan uzak kalacaktı.. Şampiyon, bizi uzun bir süre daha yalnız bırakacaktı.. 

Facebook'a artık sadece ilgililerinin yönettiği "Turbo" sayfasında acaba şampiyonun son durumuyla ilgili bir şeyler paylaşılmış mı onu öğrenebilmek için giriyordum. Şampiyonu, sezon sonundaki Cumhuriyet Koşusu'na hazırlamak için uğraşıyorlardı.

30 Ekim günü G1 Cumhuriyet Koşusu'nda şampiyon son kez piste çıktı. Bora Serinkaya ile koşuya deklare olan Turbo ilk kez 2'li ganyanları görmüştü. 2.05 ganyanıyla koşuya katılan Turbo, son 400'e kadar önde gitti ancak sonrasında koşuyu bıraktı ve 18. olarak kader arkadaşı Kafkaslı ile birlikte pistlere veda etti. 




Şampiyon TURBO, 2011 yılında aygırlık kariyerine başladı.. Şu anda ise şampiyonun kayıtlara göre yaşayan 100 tayı bulunuyor. Başta da söylediğim gibi Arap atlarını ve yarışlarını, İngilizlere nazaran pek sevmiyorum. Bir çok yarışsever ve atçı abilerimizden, atçılık sektörünün diğer ülkelerle yarışabilmesi için Arap atı yarışlarının azaltılması ya da kaldırılması gibi bir çok fikirleri duyduğumda aklıma 2015 yılında Turbo'nun taylarının piste geleceğini düşünüyor ve umutlanıyorum.. 




Turbo'dan çok umutluyum.. Pistlerde kırdığı rekorları harada da kıracağına çok inanıyorum.. Uzun yıllar boyunca babalarımızın anlattığı Albatur'ları, Demirkır'ları, Hafiye'leri, Tunca'ları, abilerimizin anlattığı Yavuzhan'ları, Haberbatur'ları, Caş'ları ve bizim anlatacağımız Turbo'ları Kafkaslı'ları uzun yıllar sonra çocuklarımızın Turbo'nun yavruları için anlatacağına inanıyorum..

Biz yarışlardan anlamayan bayideki Evren Abi'nin o dönem sorduğu "Turbo mu geçer Fairson mı?" soruna "Turbo geçer" diyecek kadar çok sevdik onu.. Hızlı olmayan ırkın en hızlısına selam olsun.. Adı gibi, "Turbo" gibi hızlı geçti hayatımızdan.. 




















1 yorum:

  1. Turbo varken 6'lı ganyanlar 5'li olurdu.. Yazıyı okurken ağlıyordum, Turbo ve Kafkaslı, sizleri çok özledik..

    YanıtlaSil