16 Mayıs 2013 Perşembe

KRALIN DÖNÜŞÜ




"Clint Eastwood ve John Wayne'den bu yana atın üzerindeki en tanınmış adam"


1970 yılının soğuk bir kış gününde, takvim yaprakları 15 Aralık'ı gösterirken İtalya'da 13 kez şampiyon jokey seçilen baba Gianfranco ve akrobat bir anne Iris Maria Mara'nın oğlu olarak dünyaya geldi Frankie, diğer adıyla Lanfranco Dettori. 

Aslında böyle vikipedik bir giriş yapmaktansa "Frankie, 1964 yılında doğan çılgın bir ablanın kardeşi olarak dünyaya geldi" de diyebilirdik, tıpkı kendisinin yıllar sonra bir röportajında ablasını tanımladığı gibi. Henüz 6 aylıkken babasıyla annesinin boşanmasının ardından ablasının bundan etkilendiğini vurgulayan ve Frankie'nin de yıllar sonra bir röportajında belirteceği üzere sürekli kötü arkadaşlar edinen çılgın ve isyankar bir ablaya sahipti Junior Dettori. Her anlamıyla değişik bir yapıya sahipti Dettori ailesi yani sizin anlayacağınız.

Her fırsatta babasını ilham kaynağı olarak gören, onun her ne kadar katı bir adam gibi görünse de kendisini sürekli desteklediğini belirten Frankie, küçüklüğünden beri babasının izinden gitmeyi hedefliyordu. Öyle ki henüz 8 yaşında babasının aldığı Palomino cinsi bir nevi poni atına binerek tabir-i caizse jokeylik kariyerine ilk adımı atmış oldu. Aradan geçen birkaç yılın ardından Frankie henüz 5 ve 6 yaşındayken (1975-76) üst üste iki kez Britanya'nın klasik koşularını kazanan babası ve yıllardır evlerinin bahçesinde bindiği Palomino cinsi atın da verdiği moral, motivasyonla jokey olmaya.. daha doğru bir deyişle kendisinin kahramanı olan babası Gianfranco gibi olmak için 13 yaşında okulu bırakıp aprantiliğe başladı. 1 yıl sonra İngiltere-Newmarket'e tek kelime İngilizce bilmeden gitti ve vatandaşı ünlü antrenör Luca Cumani'nin yanında bir nevi çırak olarak çalışmaya başladı. Burada her fırsatta yabancılık çektiğini düşünen Frankie, babasını arayıp ona İngiltere'ye gelmesini söylese de pes etmedi ve çalışmaya devam etti. Daha sonra kış sezonunda İtalya'ya dönen ve 16 Kasım 1986 tarihinde RIF isimli at ile İtalya-Torino'da ilk galibiyetini elde eden Frankie, 9 Haziran 1987'de ise İngiltere-Goodwood'da LIZZY HARE ile kazanarak Britanya'daki ilk zaferine de uzanmış oluyordu.

Artık Frankie koşu galibi bir aprantiydi. Sürekli çalışmaya devam eden ve bu birinciliklerin verdiği moralle 1989 yılında elde ettiği 75 galibiyetle Frankie Dettori, şampiyon apranti seçildi. Hızını alamayan Frankie, şampiyon apranti seçildikten sonra Luca Cumani'nin harasında Ray Cochrane'in yerine ekürinin birinci jokeyi olarak görev yapmaya başladı. Akabinde bunun meyvelerini toplamaya başlayan şampiyon, 1990 yılında bir sezon içerisinde Britanya'da tam 100 koşu kazanıp efsane jokey Lester Piggott'tan sonra bunu başaran ilk teenager jokey oldu. (teenager: 13-20 yaş arası çocuk)



1991 yılında TEMPORAL ile Alman Derbisi'ni, 1992'de ise POLYTAIN ile Fransız Derbisi'ni kazanan Dettori, 1993 yılında Cumani ile yaptığı anlaşma üzerine Hong Kong'da at binmeyi kabul etti. Ancak daha sonra taraftarı olduğu Arsenal'in, Sheffield Wednesday ile oynayacağı FA Cup finalini izlemek için gittiği Wembley Stadı'ndan dönüşünde polis tarafından çevrilip kokain testine tabii tutulunca bu anlaşma da iptal oldu. 

Lakin Frankie kafayı takmıştı bir kere. Babası gibi kahraman olmayı kendine hedef olarak belirleyen Frankie pes etmedi ve jokeyliğe kaldığı yerden devam etti. 1994'te 233 ve 1995 yılında 216 birincilik ile üst üste 2 yıl Britanya'da şampiyon jokey oldu. 

Artık tüm dünyanın kabullendiği şampiyon bir jokeydi Frankie. Bunu kimse tartış(a)mazdı bile. Ancak 28 Eylül 1996 tarihinde öyle bir gün yaşandı ki Ascot'ta.. dünya spor literatürüne girecek bir gün.. İngiltere-Ascot Hipodromu'nda Champions Day koşularının yapıldığı gün 20.459 biletli seyircinin yerinde takip ettiği 7 koşuyu da kazanan isim değişmemişti o gün.. WALL STREET isimli atla 7 koşuluk programa kazanarak başlayan ve sırasıyla DIFFIDENT, MARK OF ESTEEM, DECORATED, HERO FATEFULLY, LOCHANGEL ile kazanıp 6'da 6 yapan Dettori, yıllar sonra satın alıp evinin bahçesinde evcil hayvan olarak besleyeceği FUJIYAMA CREST ile güne kazanarak nokta koyup 7'de 7 ile inanılması güç bir başarıya imza attı ve bir anda tüm ulusal basına konu oldu.



 

Ardından Catherine Allen ile tanışan şampiyon jokey, 1997 yılında Cambridge mezunu hanımefendi ile dünya evine girdi. 98 ve 99 yıllarında başarılarına yenilerini ekleyerek yoluna devam eden Frankie Dettori'nin hayatında 2000 yılı tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu. O güne kadar bir çok Grup 1 koşu galibiyeti kazanmasına rağmen Frankie bir türlü Epsom Derby'i kazanamamıştı. Mart ayında DUBAI MILLENIUM ile Dubai World Cup'ı kazanan şampiyon jokey, yine bir Epsom Derby hayali kurduğu Haziran 2000'de ise akılalmaz bir olay yaşadı. Frankie, jokey arkadaşı Ray Cochrane ile birlikte Piper PA-34 Seneca türü uçakla Newmarket'ten Sussex'teki Goodwood Hipodromu'na gitmekte olan uçağın kaza yapıp alevler içinde kalması sonucu adeta bir mucize eseri hayatta kaldı. Pilotun öldüğü kaza sonrası Addenbrooke's Hastanesine kaldırılan ve kırık başparmak bileği ve yaralı bir başparmak için kurtulan Dettori'nin alnına da dikiş atıldı. Ancak Frankie öylesine güçlüydü ki bu kazanın hemen ardından hastanede yapmış olduğu basın açıklamasında dahi yüzünden gülücükler eksik olmuyordu. Hayat, sanki onu yıldırmak istiyordu ama o öylesine dirençliydi ki önüne çıkan tüm zorlukları bir şekilde aşıyordu. Frankie, en az 2 ay at binemeyecekti ve Epsom Derby hayali bir başka bahara kalmıştı artık.. Öyle ki sorulan soruya da "Şükürler olsun ki hayatta kaldım, Epsom Derby kimin umurunda?" şeklinde cevap vermişti.


Kazanın verdiği şoku ilk fırsatta üzerinden atamasa da gün geçtikçe iyileşen Frankie Dettori, 29 Aralık 2000 tarihinde Kraliçe Elizabeth tarafından Britanya İmparatorluk Nişanı'na (MBE) layık görüldü. Daha sonra verdiği bir röportajda kaza sonrası hislerini ise şöyle anlatmıştı şampiyon jokey: "Belki de kaza benden beklentimin çok daha fazlasını aldı. Evde boş boş temizlik vs. yapıyordum. Evdekiler için de resmen bir baş ağrısı olmuştum. Sonra eşim Catherine beni oturttu "Dinle beni Frankie! Şimdi gideceksin oraya ve jokeyliğe kaldığın yerden devam edeceksin" dedi. 
Eşinin konuşmasından etkilenen Frankie jokeylik yapmaya, babasının yolundan gitmeye devam etti.. Bunun yanı sıra farklı aktivitelerle de uğraşan, on parmağında on marifet kahramanımız 2004 yılında Frankie's Italian Bar and Grill adında bir de restaurant açtı. Kendisi pek ilgilenemese de yakın arkadaşı Marco Pierre White'a emanet etmişti "dükkan"ı. Aynı yıl Frankie bir kez daha şampiyon jokey olup 3. kez bu ünvanı elde etmişti. Ayrıca Dettori'nin otobiyografisi de 2004'te yayınlandı. Artık o kitabı da olan bir şampiyondu..



25 Ağustos 2006 tarihinde Frankie Dettori Salisbury'de at binerken Newmarket-Suffolk'taki Stetchworth'te bulunan evine giren hırsız 3 Gold Cup ödülü ve layık görüldüğü Britanya İmparatorluk Nişanı'nın da aralarında bulunduğu bir çok madalyasını ve eşi Catherine'in mücevherlerini çaldı.

Nispeten şanssız geçen 2006 yılının ardından 2007 yılı, yıllardır beklenen zaferi getiren yıl olmuştu Frankie için.. 2007 yılında -ülkemizde start alıp birbirinden önemli koşular kazanan Toruk Macto'nun da babası olan- AUTHORIZED ile daha önce 14 kez at bindiği fakat bir türlü kazanamadığı Epsom Derby'i 15.sinde kazanmıştı artık. Koşu sonrası yaptığı açıklamada Frankie: "Son 100 metrede bütün dünya bana bağırıyormuş gibi hissettim" dedi. Evet, haklıydı aslında.. Belki bütün dünya ona bağırmıyordu ama yarıştan sonra artık bütün dünya onu konuşuyordu.. Artık kariyerinde kazanılmamış klasik koşu kalmamıştı neredeyse.. Jokeylik kariyer boyunca İngiltere, İrlanda, Fransa, Almanya, Hong Kong, İtalya, Kanada, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Japonya, Singapur, Slovakya, İsveç ve pek tabiki Türkiye'de at binip sayısız Grup koşu kazanma başarısı gösterdi.. Frankie, öylesine profesyonal bir jokeydi ki "Duygu yüküyle doldum" dediği Epsom Derby galibiyetinin üzerinden henüz 24 saat geçmesine rağmen Fransa'ya gidip G1 Prix du Jockey Club'ta at bindi ve LAWMAN ile onu da kazandı..

Frankie Dettori'nin 2007 yılında kazandığı AUTHORIZED, onun için belki de hayatının en anlamlı hediyesini de beraberinde getirmişti. Kendisi, bir röportajında bu hediyeyi şöyle tanımlıyor: "Ben küçükken babamın Piaget marka beyaz altın bir saati vardı. Zengin bir at sahibi kendisine hediye etmiş. Onun için büyük zevk ve gururdu bu saati takmak. Zira onu sürekli koruyor, yalnızca önemli galalarda bu saati takıyordu koluna. Bir gün yanıma geldi ve bana saati göstererek: "Evlat, bu saat bir gün senin olacak.. Tabi Epsom Derby'i kazanırsan.." dedi. Aradan zaman geçti, 14 kez Epsom Derby'de at bindim, olmadı, fakat sonunda 2007 yılında Authorized ile bunu başardım. Doğrusunu söylemek gerekirse saati de aldım. Bu benim için olgunluğun bir simgesidir ve Derby'nin ne kadar önemli olduğunu anladım bu sayede." 

2008 yılı da Dettori için iyi geçmiş aslında.. Kendi açımdan bahsedecek olursam, ilk kez bir yurtdışı yarışına bahis yapmıştım Ekim 2008'de.. TJK günlerce reklamını yapmış ve ABD'deki Breeders' Cup koşularına bahis oynanacağını belirtmişti. Ben de kuponlarımı bayide babama yatırtıp, ekran karşısına geçtim. Tüm kuponlarım üçüncü (ya da dördüncü tam olarak hatırlamıyorum) MIDNIGHT LUTE isimli atın gelmesiyle yattı. Ancak öylesine dirençliydim ki dünyanın en iyi atı CURLIN koşacaktı.. Yatmış olsa bile tüm kuponlarımda tekti ve bana göre de uzak kazanacaktı. Ben dayanamadım, uyumuşum. Ertesi sabah okula gitmeden önce kahvaltıda babamla konuşurken kendisinin ilk cümlesi şu oldu: "Senin dünyanın en iyi atına noldu lan kerata?"

Ben koşuyu tamamen unutmuştum. Koşu koşulmuş ve dünyanın en iyi atı CURLIN ancak dördüncü olabilmişti. Okuldan döndükten sonra koşunun tekrarını izlediğimde ise Frankie Dettori ile start alan RAVEN'S PASS'in yaklaşık 25 lira ganyanla 2008 yılın Breeders' Cup Classic'i kazandığını gördüm.. Ben, işte o gün farkettim Frankie'nin büyüklüğünü..

 

2011'de 11 Grup 1 galibiyeti elde eden Dettori, DABIRSIM ile de 500. Grup koşu galibiyetini elde etti. Fakat ne olduysa 2012 yılında oldu Frankie için.. Yeni mileyuma girdiğimiz 2000'deki uçak kazasından sonra Frankie'ye belki de en büyük şoku (hatta şokları) yaşatan 2012 yılı.. Yıl boyu kazandığı koşu sayısında düşüş gösteren Dettori, Ekim ayına kadar 10 ayda yalnızca 3 Grup 1 galibiyeti (yalnızca dediğime bakmayın diğer jokeyler için 3 bile büyük rakam ama söz konusu Frankie olunca tabi) elde etmişti. SNOW FAIRY ile Irish Champion Stakes, COLOUR VISION ile Gold Cup Stakes ve JOSHUA TREE ile Canadian International Stakes'i kazanarak elde etmişti bu 3 Grup 1 koşu galibiyetini şampiyon jokey.. Ancak her şeyin eskisi gibi iyi gitmediği apaçıktı artık.. Zamanla 18 yıldır birinci jokeyi olduğu Godolphin ekürisinin ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü jokeyi konumuna geldi.

1 Eylül 2012'de ise benim için, bizim için tarihi bir gün yaşandı..Enternasyonel Yarış Festivali kapsamında Cumartesi günü Hunter's Light ve Beatrice Aurore'ye binmek üzere İstanbul'a gelen Frankie Dettori'yi daha önce de gelmiş olmasına rağmen ben, ilk kez padokta canlı canlı görecektim.. Önce Hunter's Light'a binmek için düz mavi klasik formayla geldi efsane. Telefonlar çıktı tabi hemen. Fotoğraf makinesinin azizliğine uğradım en başta, koşu öncesi çekemedim bir türlü Frankie Dettori'yi. Artık tek bir dileğim vardı o an. Nefesim yettiği kadar HUNTER'S LIGHT'a bağıracaktım çünkü onun "Flying Dismount'unu canlı canlı görmek istiyordum. 2009'da kazandığı BALIUS yarışından beri bunu Türkiye'de yapamamıştı, o gün de ben görememiştim.Neyse, yarış başladı. HUNTER'S LIGHT yarışı kolay kazandı ve ben de hemen sevinçle padoğa koştum. Kralın gelişini, flying dismount'unu görüp videoya çekmeliydim. Nedenini bilmesem de benim için o an dünyanın en önemli şeyi bu'ydu ve başardım. Frankie'ye bir şekilde gaz vererek (aşağıdaki videoda duyacaksınız) sesleri "Congratulations.. Yees.. Frankieee.. Ooooooooeee" şeklinde anlamsız bir şekilde ikna ettik kendisini ve o 1994'te BC festivalinde başlattığı atın üstünden zıplama gösterisini (flying dismount) Veliefendi'nin eşsiz padoğunda da gerçekleştirdi. Benim için de unutulmaz bir anı oldu.




21 Ekim 2012 tarihinde ise kıyamet koptu tabir-i caizse.. Arkadaşlarla öğlen vakti Forum İstanbul'un terasında kahve içerken Twitter'da timeline'ı kontrol ettiğim esnada öğrendiğim haber beni de şoke etmişti. 18 yıldır Godolphin ekürisi ile birbirinden önemli başarılara imza atan, düz klasik mavi formayla adeta özdeşleşen Frankie Dettori'nin eküri ile anlaşması sona ermiş ve 2013 yılından itibaren usta jokey bir anlamda kendi başının çaresine bakacaktı. 


6 Kasım'da son kez Godolphin ekürisinin CAVALRYMAN'i ile Melbourne Cup'ta start alan Frankie Dettori'ye asıl kötü haber ise 5 Aralık günü eldi. 16 Eylül'de Fransa-Longchamp'te yapılan testi pozitif çıkan ve kokain kullandığı tespit edilen Frankie Dettori 19 Mayıs 2013 tarihinde sona ermek üzere 6 aylık ceza alıp yarışlardan men edildi.

Bir anda tüm dünyayı şoke eden bu karar sonrası yaptığı açıklamada "Eşimi, çocuklarımı kısacası tüm ailemi hayal kırıklığına uğrattım. Bir anlık hatamın kurbanı oldum" şeklinde açıklama yaptı. Acaba Frankie, bir kaç yıl öncesinde aynı şekilde ceza alan ünlü jokey Kieren Fallon gibi geri dönebilecek miydi? Acaba onca olumsuzluklardan sonra jokeyliği bırakıp, başka alanlara mı yönelecekti? Acaba her şeyi bir kenara bırakıp her fırsatta "Onlar benim herşeyim" dediği eşi Catherine ve çocukları 14 yaşındaki LEO, 12 yaşındaki MIA, 11 yaşındaki ELLA, 9 yaşındaki TALLULAH ve 8 yaşındaki ROCCO'ya mı adayacaktı kendini? Fakat o çok sevdiği atları bırakamazdı, biliyorduk..



(Frankie Dettori, eşi Catherine ve çocukları Leo, Mia, Ella, Tallulah ve Rocco ile birlikte Dubai'de)



(Frankie Dettori'nin büyük oğlu LEO, babası gibi Flying Dismount yaparken)

Cezanın açıklanmasının ardından kısa bir zaman geçtikten sonra bir bomba haber daha geldi. 5 Ocak 2013'ten başlayıp yaklaşık 3 hafta sürecek olan ve ünlülerine katıldığı Celebrity Big Brother'ın (ülkemizde yıllar önce yayınlanan Biri Biri Gözetliyor (BBG) evinin Britanya versiyonu) 11. sezonunda Frankie Dettori de yarışacaktı. Önceleri kimse bu dedikoduya pek kulak asmadı ama sonrasında resmi açıklama gelince Frankie'nin Kızılderili kılığına girmesi vs. yaptığı tüm çılgınlıklara bir yenisini daha ekleyeceğini hepimiz öğrenmiş olduk.




Frankie, X-Factor'ın yarışmacısı Rylan Clark'la birlikte favori olarak yarışmaya katıldı. Girdiği gibi yarışmaya sempatik tavırlarıyla renk kattı ve herkesi orada da kendine hayran bıraktı. Ancak at yarışlarının bir cilvesi olacak ki ulusal basın haber yapmadığı, dolayısıyla halk arasında pek tanınmadığı için yarışmada ancak 5. olabildi. 

Yarışma bittiğinde Frankie'nin cezasının da bitmesine yaklaşık 4-5 aylık bir süre vardı. Ailesiyle vakit geçirip, dinlendikten sonra Mart ayına doğru Britanya'da bahar yarışlarının düz çim pistte başlamasıyla birlikte Newmarket'te Ed Dunlop'un atlarını çalıştırmaya başladı. Gelen haberlere göre hemen hemen her sabah düzenli bir şekilde idmana çıkıyor, kendisini at binmek için fit duruma getiriyordu. Anlaşılan o ki şampiyon yine pes etmeyecekti.. Anlaşılan o ki tarih, bir kez daha baştan yazılacaktı.. Bir Ferrari hastası olan Dettori,  her sorulduğunda Godolphin ekürisini "Atların Ferrari'lerine biniyorum" diyerek tanımlıyordu ve şimdi o gerçek Ferrari'nin efsane pilotu Michael Schumacher gibi o da geri dönüyordu...






Tarih 17 Mayıs 2013'ü gösteriyor artık.. Dün Britanya'da yayın yapan ünlü kanallardan Channel 4'te Clare Balding'in Frankie Dettori ile yaptığı röportaj yayınlandı. Aldığı ceza sonrası böylesine uzun bir röportajı ilk kez veriyordu Frankie. Aslında bakarsanız birbirinden önemli açıklamalar da yaptı usta jokey. Öncelikle kokain aldığını kabul eden ve hatasının mâl olduğu cezayı çektiğini belirten Dettori, Clare Balding'in "Peki neden böyle bir şey yaptın?" sorusuna ise "Her şey kötü gidiyordu. Depresyona girmiştim. 17 yıl önce Godophin'in bir numaralı jokeyiydim fakat 2012 Dubai World Cup'ta ise Mickael Barzalona, Silvestre De Sousa ve Ahmad Ajtebi'nin ardından 4. jokeydim. Yani ne dersek diyelim bunu neden yaptığımın kesin bir yanıtı yok. Kendimi doping yüzünden ömür boyu men cezası alan dünyaca ünlü bisikletçi Lance Armstrong gibi hissediyorum" şeklinde cevap verdi.


Frankie Dettori, Godolphin'in antrenörü Mahmood Al Zarooni'nin aldığı 8 yıllık ceza hakkında ise şöyle konuştu: "Bütün zor işler, sadece ben değil bütün hara tek bir kişi yüzünden mahvoldu. 2 yıl öncesine kadar hayatımın en güzel zamanını yaşıyordum sonra bazı şeylerden dolayı bir çok şey değişti. Yeni antrenör geldi (Zarooni'yi kastediyor), yeni yeni şeyler uygulanmaya başlandı ve işin içinde mi dışında mı olduğumu bilemiyordum. Zarooni, benim kariyerimi ve Godolphin'i mahvetti." şeklinde konuştu.

Frankie, röportajda olayı ilk olarak babasına anlattığını ve kendisinin biraz eski kafalı olduğu için eğer test pozitifse bağımlı olduğumu ve bir an önce Londra'daki manastır kliniğinde tedavi görmesi gerektiğini söylediğini belirtti. Ayrıca Dettori, 18 yıllık patronu Şeyh Mohammed'in elini sıkmak için Dubai'e gittiğini fakat şeyhin onu bazı nedenlerden dolayı göremediğini söyledi. Aslına bakarsanız çok meşgulüm gerekçesiyle kibarca reddedildiğini itiraf etti Frankie Dettori. 2010 yılında eküriye giren ikinci antrenör Mahmood Al Zarooni'nin herşeyi değiştirdiğini savunuyor kendisi.


Gelelim bundan sonrasına.. 20 Mayıs Pazartesi akşamı tüm dünyanın gözü Leicester'da olacak.. Çünkü efsane Frankie, 6 aylık cezanın ardından ilk kez at binmeye başlayacak.. Bakalım bu yeni hayatı ona bir milad mı olacak yoksa bir sonun başlangıcı mı? Bakalım Frankie, çocukluk kahramanı babası Gianfranco'nun izinden gitmeye devam mı edecek yoksa güzel eşi Catherine'i ve 3 kızı 2 oğlunu mahcup mu edecek? Kendisine yol gösterdikten sonra ahı mı tuttu acaba denilen Godolphin'e gününü gösterecek mi yoksa hiç bir eküriyle anlaşamadıktan sonra yavaşça veda mı edecek? Dünyanın dört bir yerinde flying dismount'larına devam mı edecek yoksa 42 yaşının ona verdiği yaşlılık hissi ve bu tüm yaşadığı yük ona ağır mı gelecek?

Ben ikinci seçeneklere hiç ihtimal vermiyorum, vermek de istemiyorum..


O'nun adı, Frankie Dettori.. O, her zaman bilir işini..



Numan SAKAR

16 Mayıs 2013


1 yorum:

  1. Güzel bir çalışma eline sağlık Numan kardeş, bir dip not da benden olsun FRANKİE'nin 7 de 7 yaptığı miting gününde 7 yarışı kazandığı ve sonradan satın alıp baktığı at olan FUJİYAMA CREST pistlerimizde FIRTINALAR estiren AKINDAYIM'ın anne'den kardeşi :D

    YanıtlaSil